28 Ekim 2023 Cumartesi

As Good As Dead | Kitap Eleştirisi

     Selamm! Bugünün 2. postu olan Holly Jackson'dan As Good As Dead kitap eleştirisiyle karşınızdayımm. Öncelikle şunu söyleyeyim, bu kitap kesinlikle serinin en iyi kitabıydı ve Sarah J Maas'tan Karanlık Taç ile Nagihan Kabal'dan Krallar ve Soytarıları'yla beraber okuduğum en iyi kitaplardandı. 


    !BIG BIG SPOILERS AHEAD!

    


        Kitap ilk 100 sayfada gayet sakin ilerliyordu ve ben KB'yi değil de Jane Doe'nun cinayetini çözeceğimizi zannediyordum. Ancak bir anda ikinci bölüme giriş yaptık ve ben kendim hazırladığım best of: horror playlistini dinleyerek 15 dakikada tam 60 sayfa okudum.


    Dahası varr! 80 dakikada 140 sayfa okudum desem inanmazsınız evet ama Holly Jackson gerçekten de bir efsane... Holly Jackson yeni bir seri çıkarsın isterse romantik olsun alır okurum. Aşığım ben bu kadına ya. Kill Joy'u da almak istiyorum ama alsam mı almasam mı karar veremedim çünkü bir novella ve seriye o kadar da etkisi yok. Ama olsunn, yine de Holly'nin yazdığı her şeyi okurum. Bu arada şu an aklıma geldi sadece Ravi ve Pip'in ilişkilerine odaklanılan bir kitap yazsa Holly ne kadar mükemmel olurdu... Gençlik Serüveni serisini teklerdi gerçekten. Şunu da belirteyim Gençlik Serüveni serisinin ilk iki kitabını okudum ve o kitapları beğensem de bu seriyi Gençlik Serüveni ile karşılaştırmak... Yok yok, asla.




    O değilde Gençlik Serüveni yazmak yerine GS yazıcaktım sonra sınıftaki Galatasaraylılar başımın etini yer diye yazmadım ĞFAGJŞLÖKSİHP0HSKPĞAPĞGK

Good Girl Bad Blood VS A Good Girl's Guide to Murder | Hangi Kitap Daha İyiydi?

 Selamm! Aslında bu postu uzun süredir yayınlamayı planlıyordum ancak birazcık geciktirdim :/ Good Girl Bad Blood kitabını bitireli bir hafta falan oldu ve ben eleştirisini yazmaya üşendim ĞAFİGDPİKBŞLSF 

    Her neysee. Bugün AGGTM serisinin birinci kitabı olan İyi Bir Kızın Cinayet Rehberi ile İyi Kız, Kötü Son'u karşılaştıracağız. Hazırsanızz başlıyoruzz!


    Başlangıç

    Good Girl Bad Blood 0-1

    Başlangıçta benim için İyi Kız, Kötü Son bu tartışmayı kazanıyor. Sonrası ve Öncesi isimli küçük giriş gerçekten mükemmel ötesiydi, ayrıca 1. bölümün girişinde birinci kitabın sonunda ölen Barney'e yapılan gönderme de çok hoşuma gitti. Gerçi o göndermenin İngilizcesini Pinterest'te görmüştüm ama önemli değil, Barney'i çok seviyordum ve öldüğünde kendimi çok kötü hissetmiştim. Neden bilmiyorum ama bir kitapta evcil hayvanlar öldüğünde gözlerim garip bir şekilde doluyor.


    Hikâye

    Good Girl Bad Blood 0-2

    Her ne kadar İyi Bir Kızın Cinayet Rehberi kitabındaki dava çok daha ayrıntılı olsa da; ikinci kitapta Pip ve Ravi'nin ilişkilerine, Pip'in davayı çözerken başına gelen olaylara falan daha çok yer verildiğinden hikâyede ikinci kitap önde geliyor.


    Karakterler

    Good Girl Bad Blood 0-3

    Biliyorum ikisinde de karakterler aynı ama az önce söylediğim gibi ikinci kitapta karakterlere kat kat daha fazla odaklanılıyor mesela birinci kitapta nadiren gördüğümüz Ant ve Lauren'in bu kitapta fazlasıyla yeri vardı. Ravi'nin de daha çok yeri vardı, aynı zamanda Max yüzünden sinir krizi geçirecektim. Birinci kitapta Max'e son 100 sayfa dışında çok fazla odaklanılmıyordu diye hatırlıyorum, aynı zamanda birinci kitapta odaklandığımız tek karakterler Pippa, Ravi, Cara, Naomi, Max ve Andie'ydi.


    Aksiyon

    Good Girl Bad Blood 0-4

    Birinci kitapta aksiyon, son 100 sayfa dışında yok denilecek kadar azdı. Sadece cinayeti çözmeye odaklanıyordunuz ancak son 100 sayfada Pip'in Becca tarafından kaçırılması dışında aksiyon yoktu kitapta. İkinci kitaptaysa davayı çözmeye çalışırken aynı zamanda Max Hastings'in süregelen mahkemesini okuyoruz, Nat da Silva ve Pippa'nın ilişkilerinin nereye gideceğini merak ediyoruz, Pippa'nın bir sahtekar zannedilmesinin nerelere varacağını okuyoruz ve aynı zamanda bu kitabın son 100 sayfası da ilk kitabın son 100 sayfasından daha aksiyonluydu. Zaten serinin 3. kitabında birinci kitaptaki son 100 sayfanın bıraktığı travmadan değil ikinci kitaptaki son 100 sayfanın bıraktığı travmadan bahsediliyor.


    Suçluyu Arama

    A Good Girl's Guide to Murder 1-4

    İkinci kitapta davaya dair neredeyse hiçbir bilgi verilmiyor ve verilen tüm bilgiler üstü kapalı bir şekilde veriliyor, aynı zamanda da ikinci kitapta Holly davadan çok olaylara odaklandığından hikayeye kudurmaktan davaya odaklanamıyorsunuz. Ama birinci kitapta, davayı çözmeye çalışırken olaylara odaklanamıyorsunuz. Bu yüzden Holly'i tebrik ediyorum, gerçekten yazdığı serinin üç kitabı da beni bir şekilde etkisi altına almayı başardı.


    Serinin Geri Kalanına Olan Etkisi

    Good Girl, Bad Blood 1-5

    Şimdi, her şeyi başlatan kitap ilk kitap olduğu için illaki bu konuda bana katılmayanlar olacaktır. Ancak ikinci kitapta Stanley Forbes'un ölümünden Pippa'ya kalan travma üçüncü kitapta fazlasıyla işleniyor ve Jamie Reynolds'u bulmaya çalışırken Pippa'nın yakınlaştığı Connor, Nat, Naomi gibi kişiler sayesinde Pippa işlediği cinayetten paçayı sıyırabiliyor. Şunu unutmayın ki Nat Max'i oyalamasaydı, Connor ve Jamie Max'in arabasını çalmasaydı ve Pippa Naomi ve Cara ile beraber dokuz sularında McDonalds'a gitmeseydi herkes Jason Bell'i Max'in değil Pippa'nın öldürdüğünü anlayacaktı.


    Dedektiflik

    A Good Girl's Guide to Murder 2-5

    Bu kitapta Pippa'nın dedektifliği kesinlikle ama kesinlikle çok daha iyi işleniyordu, sırf bu nedenle Hermione ya da Rory gibi değil Pippa Fitz-Amobi gibi olmak ve Max Hastings gibileri ait oldukları yerlere göndermek için çalışıyorum. (Hermione veya Rory'e karşı herhangi bir nefret yoktur!!)


    

20 Ekim 2023 Cuma

1. Teori | Good Girl, Bad Blood

 Öncelikle şunu söyleyeyim, bu teori derinlerine indiğinizde hem saçma hem de mantıklı geliyor. Ancak yine son 100 sayfada her şey değişebileceğinden, yine de saçma veya saçma değil tüm teorilerimi buraya yazacağım. Kim bilir, birisi doğru çıkar belki?


    Şimdi, teorimize geçelimm.



    !SPOILER WARNING!


    düzenleme: 20 Ekim 2023 saat 18.15

    Sayfa 83'te Pippa, Connor ve Joanna Jamie'nin odasını bilgisayarının şifresini bulabilmek için karıştırıyorlar. O bilgisayarın şifresi zaten ayrı bir muamma, o bilgisayarın şifresi için ayrı bir yazı yazarım büyük ihtimalle ya da bu yazının sonlarına doğru birkaç paragraflık bir çıkarım bırakıveririm. Her neyse, karıştırırlarken Pippa çöpte bir adet buruşturulmuş fiş buluyor. Bu fiş ayın 24'ünde salı günü 14.23'te ana caddedeki Co-op'tan alınan tavuklu mayonezli sandviçe ait. Altında da Monster Munch'tan bir soğan turşusu paketi var. Ayrıca bu kağıdın dışına taşan yağa başka bir kağıt yapışmış. Pippa kağıdı alıp açtığında mavi tükenmez kalemle yazılmış bir yazı görüyor: Hillary F Weiseman sol 11


    Pippa kağıdı Connor'a doğru uzatarak kağıttaki el yazısının Jamie'ye ait olup olmadığını soruyor. Connor başını sallayarak yazının Jamie'ye ait olduğunu onaylıyor. Pippa bu Hillary denen kadını tanıyıp tanımadığını sorduğunda şöyle bir sahne gerçekleşiyor:


    "Kağıdı Connor'a doğru uzattı. 'Bu Jamie'nin el yazısı mı?' Connor başını sallayarak onayladı. 'Hillary Weisman,' dedi Pip. 'Onu tanıyor musunuz?'

    'Hayır,' dediler Connor ve Joanna aynı anda. 'Adını daha önce duymadım,' diye ekledi Joanna."


    Şimdii. Yine kesin her küçücük şeyden bir çıkarım yapıyormuşum gibi olacak ama yine de bunu yazma ihtiyacı duyuyorum *ağlama emojisi* Her neyse. Bana nedense Connor ve Joanna'nın AYNI ANDA ve bu kadar HIZLI cevap vermeleri şüpheli geliyor. Ayrıca Joanna neden bu kadının adını daha önce duymadığını ekleme ihtiyacı hissetti ki?


    Çok akıllı olduğum için az önce gidip Google'da Hillary F Weisman diye arattım çaktırmayın GĞDİKEİGJAŞLGJML


    Her neyse. Teorinin nasıl başladığını bence anladınız. Anlamadıysanız az önceki paragrafları tekrardan okumanızı öneririm. Ben şahsen şöyle düşünüyorum; bu Hillary Pippa internette arattığında karşımıza çıkan, 2006'da ölen 84 yaşındaki kız değil. Başka birisi ve belki de kimlik sitesinde çalışıyordu. Bu Joanna Reynolds, Arthur Reynolds, Connor Reynolds ve Jamie Reynolds düşündüğümüz kişi değiller. 


    Şuraya küçük bir Reynolds ailesi kişilik analizi bırakıyorum:

    https://kitapligimdannot.blogspot.com/2023/10/reynolds-ailesi-kisilik-analizi-good.html


    Nerede kalmıştık? Ha evet, Reynolds ailesi düşündüğümüz kişi değillerdi. Belki de bu Reynolds ailesi çok daha karanlık bir geçmişe ve kimsenin bilmediği sırlara sahiplerdi ve ana karakterimiz Pippa'nın bu Reynolds ailesini küçüklüğünden beri tanıdığını göz önünde bulundurursak belki de sırlarını Pippa'dan bile saklayabilecek kadar profesyonellerdi. Ya da Reynolds ailesindeki sadece tek bir kişinin sırlarıydı bunlar; ben daha çok ailenin annesi olan Joanna'nın ya da ailenin babası olan Arthur'un olduğunu düşünüyorum. Joanna Arthur ile evlenip bir aile kurduğunda ya da tam tersi gerçekleştiğinde bu karanlık sırlar sadece tek bir kişide kalmadı ve tüm aileye yayıldı. Sonra, ya bu Hillary denen kadın bu karanlık sırların bir parçasıydı ya da bu mükemmel saklanmış sırları öğrendi; bu yüzden de Reynolds ailesi Hillary'i tehdit ettiler. Hillary kimliğini değiştirerek kendisini ölü gösterdi ve böylelikle artık Reynolds ailesinin sırlarını bilen kimse kalmamıştı.


    Ardından bu Hillary geri döndü ve o sıralarda duygu durumları çalkantılı olan Jamie Reynolds'u Reynolds ailesinden seçti. Böylelikle çalkantılı duygularını kullanarak Reynolds ailesini bir zamanlar onu ettikleri gibi tehdit edebileceği sırlarını ele geçirebilecekti. Bu yüzden Sal ve Andie'nin anma törenine Jamie de geldi.


    Ya da belki, bu üstünde Hillary F Weisman yazan notun bir hafta falan önce bırakıldığını düşünürsek şu sahnede, Jamie'nin bakılmasına bu kadar sinirlendiği mesajlar ölü zannedilen Hillary'e aitti;


    "Pip: Peki o birkaç günden sonra?

    Connor: Şey... Sonra yine normale döndü. Mutlu görünüyordu, yani öyle çok mutlu değildi ama öncesine göre daha iyiydi. Ve sürekli telefonuyla meşguldü. Ben sadece yine yakın olmak istiyordum, eskisi gibi birlikte takılmak falan bu yüzden birkaç hafta önce bir gün yine telefonunda mesaj yazarken yanına gidip telefonunu kaptım ve 'Kiminle yazışıyorsun?' dedim. Sadece bir şakaydı, o bana hep yapıyordu. Ama Jamie bu şekilde algılamadı. Bana bağırdı. Ben telefonu düşürene kadar beni duvara itti. Gerçekten bakmayacaktım, sadece bir şakaydı. Ama beni o şekilde duvara yapıştırması, bu... Bu sanki karşımdaki ağabeyim değil gibiydi. Sonrasında özür dileyip mahremiyetle ilgili bir şeyler söyledi ama... Bilirsin işte bir sorun var gibiydi."


    Şimdi şuraya Pippa'nın hazırladığı Dava Notları 2.docx'tan bazı alıntılar bırakıyorum ki siz de bu Hillary Weisman-Jamie Reynolds teorisiyle ilgili bilgi sahibi olabilin.


    "Jamie sanki kameraya bakıyor ve bu, fotoğraftaki en tuhaf şey. Diğer herkes, her bir yüz, tüm gözler aynı şeye bakmak için çevrilmiş; o anda Andie ve Sal için yakılan fenerler çadırın çatısının üstünde süzülüyor.

    Ama Jamie yanlış yöne bakıyor.

    Soluk, çilli yüzü neredeyse karanlıkta, Gail'in kamerasının açısına göre kızın arkasındaki bir şeye bakıyor. Ya da birine. Muhtemelen Nat da Silva'ya bahsettiği kişiye.

    Ve ifadesi... Orada tam olarak okuyamadığım bir ifade var. Orada korkmuş gibi görünmüyor. Ama ifadesi korkudan başka bir şey değil gibi. Endişeli mi? Telaşlı mı? Gergin mi? Sanki bir şey hakkında aklı karışmış gibi ağzı açık, gözleri irileşmiş, tek kaşı hafifçe yukarı kalkmış."

    

    Burada anma töreninde görmeyi beklemediği, mesajlar aldığı ve cevaplamak zorunda kaldığı Hillary'i gördüğüne adım gibi eminim. Hillary'i gördüğü için şaşırıyor, Hillary'nin onun için geldiğini bildiği için endişeleniyor ve Hillary'den ailesine görünmeden uzaklaşması ya da kimseye yakalanmadan Hillary'i takip ederek ona neden geldiğini sorması gerektiği için de geriliyor. Bu da belki de neden Pippa'ya telaşla yürürken çarptığını ve özür dilerken kendinde değilmiş gibi gözüktüğünü açıklıyordur! Normalde kitabı okurken böyle bir dayanağım yoktu ama şu anda yazarken aklıma bu küçük sahneyi bir dayanak olarak kullanabileceğim aklıma geldi. Her neyse, yorumlamalarımı okumaktan sıkıldıysanız yine buraya Dava Notları 2'den alıntılar bırakarak sizi yorumlamalarınızla baş başa bırakmak durumundayım:


    "Diğer İzlenimler

  • Jamie'nin dikkati o gece bir şey ya da biri yüzünden dağılmış olmalı çünkü planladığı gibi Nat'in evine gitmedi hatta gitmeyeceğine dair bir mesaj bile atmadı."

    Bence Jamie'nin Nat gibi önemsediği hatta annesi Joanna'nın Jamie'nin Nat'ten hoşlandığını düşündüğü söylediği birisinin evine gitmemesinin, onu tehlikeye atmak istememesinden başka bir nedeni olamaz. Jamie, ailesine ve Nat'e anma töreninden sonra Nat da Silva'nın evine gideceğini söylemişti ama gitmedi ve kimseye gitmeyeceğine dair bir haber vermedi. Çünkü tehlikede olduğunu biliyordu, Hillary'nin onun peşine düşeceğini biliyordu; kaçmak için Nat da Silva'nın evine gitmiş olsaydı bile eninde sonunda o evden çıkmak zorunda kalacağını ve Hillary'nin Nat'i belki de onu tehdit etmek için kullanabileceğini biliyordu. Bu yüzden de Hillary tarafından kaçırılmayı, Nat'in tehdit edilmesine yeğledi.

    Evett, hiçbir dayanağı olmayan ve küçücük ayrıntılardan kocaman bir hikaye çıkardığım bu teorinin de sonuna gelmiş buluyoruz. Gelecekte daha mantıklı ve daha fazla dayanağı olan teorilerle görüşmek üzeree!

Reynolds Ailesi Kişilik Analizi | Good Girl, Bad Blood

 Eveet, dışarıdan çok masum görünen AMA BENCE içinde fazlasıyla karanlık bir aile olan Reynolds ailesinin benim düşüncelerime ve elbette ki idolüm olan Holly Jackson tarafından yazılan Good Girl, Bad Blood isimli kitaba dayalı olan, benim tarafımdan hazırlanmış kişilik analizine hepiniz hoşgeldinizz!


    Giriş birazcık uzun oldu sanırım.


    Reynolds Ailesi Kişilik Analizi

    Joanna Reynolds --> Kitapta Joanna'nın birazcık şapşal ve bence tatlı bir karakter olduğunu görüyoruz. Ben nedense Joanna'nın göründüğü gibi bir karakter olduğuna inanıyorum. Yani bence, Joanna ya gerçekten de birazcık şapşal ancak çocuklarını sevip değer veren iyi bir anne ya da şapşal rolünü çok iyi oynayan bir katil.


    Arthur Reynolds --> Kitapta Arthur'un aynı Jason Bell gibi sert bir adam olduğunu görüyoruz, ayrıca Arthur Jamie'ye fazlasıyla kötü davranıyor. Yani adam resmen Jamie'ye kendi evinde yaşadığı için onlara aylık kira ödemesi gerektiğini söylüyor?? Ancak ben yine de Arthur'un Jamie'yi öldüreceğini düşünmüyorum çünkü bu hem çok delilden yoksun hem de fazlasıyla çözmesi kolay bir cinayet olurdu.


    Connor Reynolds --> Şahsen Connor'u Ravi Singh kadar sevdiğimi söyleyebilirim; sorry not sorry yani. Bence gayet tatlı bir çocuk ve cinayet işleyebileceğini düşünmüyorum. Eve geldiği saatler cinayet saatleriyle uyuşuyor ancak birinci kitapta da Andie'yi kardeşi Becca öldürmüşken bu kitapta da Jamie'yi kardeşi Connor öldürseydi çok saçma olurdu. Şu an farkettim, Jamie ve Andie isimleri çok benziyor. İkisinde de  A harfi var, ikisi de ie hecesi ile bitiyor ve m ve d harflerinin farklı olduklarını düşünürsek telaffuzları da birbirine benziyor.


    Evet, Jamie'yi zaten sadece tek bir sahnede gördüğümüz için onu bu kişilik analizine dahil etmedim. Belki de Jamie'yi daha çok sahnede görür ve Andie Bell'de olduğu gibi bazı sırları ortaya çıkarsa bir kişilik analizi güncellemesi yapabilirim. Ancak şimdilik benden bu kadar!

Yeni Seri | Good Girl, Bad Blood

 Selamm! Şimdi büyük ihtimalle diyorsunuzdur ki ne bu "Good Girl Bad Blood" ve yine ne serisi çıkartıyor bu kız. Cidden ne düşündüğünüzü merak ediyorum. Holly Jackson (namıdeğer en iyi yazar) tarafından yazılan İyi Bir Kızın Cinayet Rehberi serisinin ikinci kitabı. Ve ben aynı birinci kitabı olan AGGTM'de yaptığım gibi bu kitapta da teorilerimi buraya yazacağım.


    Evet, daha henüz 112'nci sayfada olabilirim ama şimdiden teorilerim oluşmaya başladı.


    Okuldan zaman bulabildiğim kadarıyla, yazılı haftası başlamadan önce tüm teorilerimi buraya yazmayı planlıyorum. Yazılı haftasında zaten kitap kapağı dışında bir şey açabileceğimi sanmam. Her neyseee, görüşürüzz! Birazdan ilk teorimi paylaşacağım.


    Not: Nedense bu kitapta daha çok teorim olacak gibi hissediyorum =)

19 Ekim 2023 Perşembe

A good girl's guide to murder | Bir Maceranın Sonu

 Evet. Biliyorsunuz ki ben bir aralar A Good Girl's Guide to Murder kitabına takıntılıydım. Ne bileyim, sanki o Andie Bell cinayeti gerçek bir cinayetmiş ve eğer ben o cinayeti çözmezsem Ravi Singh'in abisi Sal Singh suçsuz yere bir katil olarak bilinerek ölmüş olacakmış gibi hissediyordum. Bu yüzden teoriler üretiyordum, kitabın hem somut hem de soyut olarak içinden geçiyordum ve karakterlere bağırarak, haykırarak kızıyordum. Ürettiğim teorilerimi en ince ayrıntısına kadar bu blogta paylaşıyordum, elbette okuyan olmuyordu ancak benim için yine de bu teorilerimi paylaşmak Pippa'nın projesi için teorilerini Production Log'a yazıp kaydetmesi gibi bir zevkti bana yani. Yani bildiğiniz takıntılıydım.


    Ve zaten hâlâ takıntılıyım. Hem de kitabı bitirmiş olmama rağmen. Son 50 sayfasında öylesine kitaba odaklanmıştım ki arkamda bomba patlasa duymayacak bir haldeydim. Yaklaşık olarak 2 ay önce hayatımdaki bir dönem daha kapandı. Pippa ve Andie Bell dönemi kapandı. Ve şimdi size bu dönemin nasıl kapandığını anlatacağım.


    Kitabı okumaya yaklaşık 2 aylık bir ara verdikten sonra aramı sona erdirmeye ve şu kitabı bitirmeye karar verdim. O sıralar yaklaşık 132'nci sayfalardaydım. Daha PART II'ya yeni başlamıştım yani. Arkadaşlarım Sare ve Simay'ın başlarının etini teorilerimle yemeye devam ettim. Sayfa 200'lerde falan artık aklımda bir katil şüphelisi oluşmuştu. Becca Bell. Yani Andie'nin kardeşi. 200'üncü sayfalarda Becca'nın katil olabileceğine dair hiçbir ama hiçbir kanıt yoktu, ben sadece aynı Patrick Jane gibi sadece iç sesime dayanarak Becca'nın katil olduğunu söylüyordum. En büyük şüphelilerim Becca ve Stanley'di. Sayfalar ilerledikçe, 350. sayfalarda falan Stanley şüpheli listemden düştü ve geriye sadece Becca kaldı. Şimdi, katilin kim olduğunu söyleyeceğim ancak spoiler yemek istemeyenlerin yazımın geri kalanını okumamasını tercih ederim.










    Evet, spoiler yemek istemeyen arkadaşlarımız gittiğine göre artık katilin kim olduğunu BİLDİĞİMİ SÖYLEYEBİLİRİM!

    EVET, KATİL BECCA BELL'Dİ! ANDIE'YI BECCA BELL ÖLDÜRMÜŞTÜ VE BUNUN SAYESİNDE 2 AYLIK KOSKOCAMAN BİR ÇABA BOŞA GİTMEDİ! YANİ TÜM O TEORİLER, TÜM O UĞRAŞLAR BOŞA GİTMEDİ!


    Kurtlar Vadisi operasyonu bitmiştir.

Sherlock Holmes Bütün Maceraları Kitap Eleştirisi | Sir Arthur Conan Doyle

 Selamm! Bugün yaklaşık 1 hafta boyunca okuduğum -gerçi neden bu kadar uzun süre sürdü ben de bilmiyorum- bir kitabı eleştireceğimm! Ve bu kitap takıntılı olduğum bir şaheser olan Sherlock Holmes'un Bütün Maceraları.


Sherlock Holmes Bütün Maceraları

Yazar Adı: Sir Arthur Conan Doyle

Sayfa Sayısı: 301

Puan:  6.7/10


--

Öncelikle şunu belirteyim, bu kitabı; BBC'de yayınlanan Sherlock dizisini izledikten sonra okudum. Bu yüzden şimdi küçük, bir iki paragraflık bir Sherlock dizisine eleştiri de yapacağım.


BENEDICT CUMBERBATCH. Evet, Benedict Cumberbatch diziyi bu kadar beğenmemin tek sebebi olabilir. Gerçekten mükemmel bir oyuncu ancak bir türlü 5. sezonu çekmiyor Benedictçiğim. Keyfinin kahyası razı olmuyor herhalde paşamın.


Neyse, dizideki Doktor Watson ve kitaptaki Doktor Watson birebir aynı. İkisi de blog yazarı, ikisi de saf, ikisi de Sherlock Holmes'u seviyor, ikisi de Sherlock'un söylediklerinden hiçbir şey anlamıyor falan. Ancak ben yine de dizideki Doktor Watson'u kitaptaki Doktor Watson'a tercih edeceğim sanırım. Çünkü Martin Freeman gerçekten çok mükemmel bir adam. Adam resmen Freeman değil Freemaniac ya.


Keşke kitapta aynı dizide olduğu gibi Bayan Hudson'u yani Sherlock'un ev sahibini daha çok görseymişiz. Gerçekten dizideki Bayan Hudson o kadar tatlıydı ki, ayrıca 4. sezondaki Bayan Hudson gerçekten mükemmel ötesi bir kadındı. Allah rahmet eylesin oyuncusuna, 5. sezon çekilse de Bayan Hudson olmayacağından o kadar keyif alabileceğimi sanmıyorum.


Sanırım kitapta çözebildiğim tek vaka şu zümrütlerle yakutlarla falan işte her neyse onlarla çevrili tacın üstündeki zümrütlerin yakutların falan çalındığı vakaydı. Orada Mary Sutherland mıdır nedir işte o kadının yaptığını anlayabilmiştim çünkü bu tür vakalarda zaten en az şüpheli olarak gördüğümüz kişi katil oluyor. Ancak dizide vakaları çoğunlukla çözebiliyordum çünkü dizilerde çoğunlukla kitaplarda yansıtıldığından daha iyi yansıtılıyor. Ha bu arada, yakında belki küçük bir kaçamak yaparak The Mentalist dizi eleştirisi yapabilirim. O diziye bayılıyorum çünkü.


Şimdi en önemli kısma geldik, dizideki Sherlock Holmes VS kitaptaki Sherlock Holmes. Şunu söyleyeyim, dizideki Sherlock Holmes ve kitaptaki Sherlock Holmes arasında dağlar kadar fark var. Dizideki Sherlock robotun tekiyken kitaptaki Sherlock daha nazik, daha kibar, daha insani. Dizideki Sherlock Eminem mübarek, on saniyede 50 kelime söylüyor. İnsanların ayakkabısından kullandığı bavulun rengini çıkartıyor adam resmen ya. Ayrıca adam Holly'nin kalbini o kadar kötü kırmıştı ki bir sahnede, ne zaman diziyi tekrardan izlesem o sahneyi atlayarak izliyorum. Resmen benim kalbim kırılıyor o sahneyi izlediğimde.


Ha bu arada, kitapta Holly'e yer verilmemesini beğendim. Çünkü Holly bana hep hopeless romantic gibi geliyor ve dizilerde bunlara çok takılmasam da kitaplarda hopeless romantic karakterlerden nefret ediyorum. Bugün Adımı Sen Koy'daki Kabus var ya Kabus, tam bir hopeless romantic. 


Neyse, kitaptaki Sherlock ise tanıdıklarıyla karşılaştığında oo falan yapıyor, yahu falan diyor, haykırıyor, kıkırdıyor, kahkaha falan atıyor, gülümsüyor. Ama dizideki Sherlock'un bize gösterdiği tek mutluluk belirtisi küçük dişini göstererek gülümsemeler. Onları da arada sırada yapıyor ve gerçekten çok komik duruyor.


BENEDICT CUMBERBATCH, SHERLOCK HOLMES'Ü OYNAMAK İÇİN YARATILMIŞ diyerek yazımı bitiriyorum.

Önce Okullar Kapandı - Şafak Okdemir | Kitap Eleştirisi | Spoilersız

Tekrardan kitaplarla ilgili bloguma geri döndüm ve bundan sonra düzenli olarak eleştiri yapmaya geri dönmek istiyorum. Sadece eleştiri değil yazdığım bazı küçük hikâyeleri de burada paylaşmak istiyorum.


önce okullar kapandı.

Yazar Adı: Şafak Okdemir

Sayfa Sayısı: 177

Puan:  5/10


--

Şafak Okdemir'den Önce Okullar Kapandı'yı çok büyük bir beklenti içinde okumadım, sadece sınıf kütüphanesine verebileceğim bir kitaba ihtiyacım olduğu için okudum; ancak yine de kitaptan belirli bir beklentim vardı tabii. Ve maalesef ki kitap yine de beklentimin aşağısında kaldı. 


Şafak Okdemir'in yazım tarzını beğendiğimi belirtmeliyim, köy havasını bize güzel yansıtmış. Ayrıca kitapta bir Son Adanın Çocukları vibe'ı var, Son Adanın Çocukları bu kitapla karşılaştırılamaz bile ama yine de birazcık böyle bir vibe aldım. 


Gürsu Çoban'ın erkek olduğunu anlamam için tam 105 sayfa okumam gerekti. Onu da 'kocasına baktı' kelimesinden anladım. Şimdi kadından çoban mı olur falan demeyin bana, why not? Neden olmasın?


Kitapta 'yapacam' 'dediydim' 'edecem' 'gezecem' gibi üslup yazılması hoşuma gitmedi, köy havasının yansıtılmaya çalışıldığını biliyorum ama yine de kitaplarda böyle kelimeler kullanılmasından hoşlanmıyorum.


Sonuç olarak, kitabı pek beğenmedim. 10 üzerinden 5.

Ateşin Varisi Kitabındaki Tüm Karakterler Hakkında Düşüncelerim!

     Kamu spotu: Karakterlere birazcık sövmüş olabilirim.     Aelin Ashryver Galathynius: Bu kitaptaki Aelin kusurluydu evet, büyüsünü kontr...