Bir sabah uyandım. Yaz tatilindeydik. Yaz tatilinin ilk haftasında ders çalışmayacaktım, ailemle kararlaştırmıştık. Annemlerle beraber kahvaltı yaptık, sonra kedimle biraz oynadım ve sonra telefonuma baktım. Arkadaşlarımla konuştuk, en yakın arkadaşımla görüntülü sohbet ettik ve onlarla beraber kedimle dalga geçtik. Görüntülü sohbeti kapatınca, bir süre can sıkıntısından yapacak hiçbir şey bulamadım. Sonra, aklıma büyük salondaki koskocaman kütüphanem geldi. O kütüphanede, bilmem kaç ay önce aldığım ama okuyacak zaman bulamadığım kitaplarım vardı. Yaz tatiline -sonunda- girdiğimize göre istediğim kadar kitap okuyabilirdim!
Hemen salona doğru gittim ve kedimin boynunu biraz kaşıyıp kütüphaneme doğru yürüdüm. Karşılaştığım manzarayı hiç beğenememiştim. Aldığım onca kitap yoktu. Kütüphanemde, eskiden okuyup orada bıraktığım kitaplarım da yoktu. Belki şaka yapıyorlardır diye güldüm geçtim ve evdeki diğer kitaplıkları kontrol ettim. Evdeki hiçbir kitaplıkta kitap yoktu. Korkmaya başlamıştım. Mutfağa gidip yemek yapan anneme sordum.
"Anne!"
"Efendim kızım?"
"Bana şaka mı yapıyorsunuz?"
"Ne şakası kızım?"
"Evdeki hiçbir kitaplıkta kitap yok! Ben nasıl kitap okuyacağım?
"Kitap mı yok? Eee, kızım işte tüm kitapların o salondaki büyük kütüphanede! Yeni kitap alayım diye yapmıyorsun değil mi?"
"Hayır, anne, ne alakası var? İstersen gidip bakabilirsin, hiçbir yerde kitap yok! Kitapların yerinde yeller esiyor!"
"Al şu kütüphane kartını git kütüphaneye bak gel. Orada da kitap yoksa bir şeyler dönüyordur."
Annemin bana verdiği kütüphane kartını alıp taktım, ayakkabı bağcıklarımı bağladım ve koşarak kütüphaneye gittim. Kütüphane biraz uzaktı. Birden en yakın arkadaşım aradı, geri çeviremedim.
"Alo?"
"Kızım, bir şeyler dönüyor."
"Ne oluyor ya?"
"Kütüphanedeyim, hiçbir kitap yok! Nereye gittiler bilmiyorum, tuvalete gitmiştim ve tuvaletten döndüğümde hiçbir kitap yoktu yerinde. Okuduğum ve masamda bıraktığım kitap da yoktu!"
"Şaka mı ya, bizim de evdeki hiçbir kitap yok! Ne dümenler dönüyor burada?"
"Kim tüm şehirden, hatta belki de ülkeden bu kitapları çalabilir ki?"
"Belki de toplatmışlardır."
"Ama kütüphanedeki insanlar kitapların birden ortadan kaybolduğunu söylüyor!"
"Kütüphaneye geliyorum, orada konuşuruz."
Kütüphaneye gittiğimde ben de oradaki insanlarla konuştum. Gerçekten de hiçbir kitap yoktu ve kitapların gözlerinin önünde kaybolduklarını söylüyorlardı. Yapacak bir şeyim olmadığı için en yakın arkadaşımı evime davet ettim. Telefonda bir şeyler yaptıktan sonra bahçeye çıkıp voleybol oynadık. Sonra, en yakın arkadaşımla yatılı kalmaya karar verdik. Evdeki ve dışarıdaki herkes telefona bakıyordu, kütüphaneler bomboştu ve kimse birbiriyle iletişim kurmaya çalışmıyordu. Kitapçılarda bile herkes telefondaydı çünkü kimse boş raflara bakmak istemiyordu. Herkesin bu kadar telefon bağımlısı olması bizi rahatsız ediyordu.
"Neden herkes bu kadar telefona bakıyor? Kimsenin mi yapacak bir şeyi yok?"
"Demek ki bizi sosyal medya bağımlılığından alıkoyan şeylerden biri de kitap okumakmış. Yaz tatilinde olmasaydık öğrenciler ders çalışır, yetişkinler işe giderdi ancak şimdi kitaplar da olmadığı için kimsenin telefona bakmaktan başka yapacak hiçbir şeyi yok."
Birden, etrafta bir anda kitaplar belirdi. Annem aradı, kitaplar geri gelmişmiş falan. Kütüphaneye baktık, tüm kitaplar oradaydı; kitapçılara baktık, tüm kitapçılar açıktı; etrafa baktık, kimse telefona bakmıyordu. Birbirimize baktık.
"Kitaplar ne kadar da önemliymiş meğerse!"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder